top of page

Ölmekte olan doğaya ağıt: Ekolojik Yas


ree

Yanan ormanlar, eriyen buzullar, yaşam alanlarını hatta hayatlarını kaybeden hayvanlar görünce ne hissediyorsunuz? Eğer bu kayıplar karşısında derin bir elem, yıkım ve ıstırap yaşıyorsanız, muhtemelen “ekolojik yas” ile karşı karşıyasınız. Günümüz insanının yitip giden doğa karşısında sıklıkla yaşadığı bu duygu, ne yazık ki beraberinde ciddi sorunları da getirebiliyor.


ree

Yıllarını Kanada Rocky Dağları’nın zorlu ve soğuk bölgelerinde geçiren, güneşin doğuşunu ve batışını dağların eteklerinden seyrederek her yeni gelen ve giden günü şükranla karşılayan bir dağcı O… Zamanın sonsuzluğunu, doğanın kudretini ve yaşamın mucizesini iliklerine kadar hissediyor yaşam alanında… Şimdilerde ise hayatını geçirdiğini dağları eski azametinden çok uzak… Dağ buzullarını ve kar örtüsünü kaybederken ortaya çıkan çorak ve çıplak arazi adeta yaşanmaz bir dünyanın ufak bir yansıması gibi… Dağcı ise güneş ışığında parıldayan buzullara zar zor bakabiliyor. Tek görebildiği alabildiğine eriyen buzullar ve yaşadığı derin bir elem… Bir yanı yaşadığı kaybı kabul etmekte zorlanırken diğer yanı da geçmişteki iklim dostu olmayan eylemleri için kendini suçluyor. Yaşam tarzı seçimleri konusunda üzüntü, acı, derin endişe, suçluluk ve hatta utanç yaşıyor. Kayıp manzaraya kendini hâlâ bağlı hissedebilmek için sık sık dağlardaki eski resimlerine bakıyor ama bu görüntüler onu bambaşka düşüncelere sokuyor. Dünyanın dört bir yanındaki diğer değerli manzaralar da akılsızca yok ediliyor değil mi? Hissettiği yıkım ve derin bir ıstırap… Bu derin boşluk içinde arkadaşlarından uzaklaşıyor, sevdiği çevre olmaksızın gerçekte kim olduğunu bile bilmiyor ve tüm bunlar içinde o, amaçsız ve güvensiz…


Ruh sağlığını tehdit ediyor

Dağcı, hissettiklerinde ne yazık ki yalnız değil… Günümüzde pek çok kişi gezegendeki değişiklikleri ve buna bağlı ekolojik kayıpların etkilerini günlük yaşamlarında giderek daha fazla hissediyor. Üstelik bu tür değişiklikler ruh sağlığı için oldukça kritik birçok tehdit de barındırıyor. Depresyon ve travma sonrası stres de dahil olmak üzere yoğun öfke, umutsuzluk, sıkıntı duygusu ve umutsuzluk hissedilen duygulardan sadece birkaçı… Üstelik bu kayıp sadece güzelliğini yitiren bir yer için değil, insanlar için kişisel veya kolektif anlam taşıyan kayıp ekosistemler veya nesli tükenmekte olan türler için de hissediliyor.


Bilim insanları tarafından çevresel değişimler nedeniyle ormanların, anlam taşıyan bölgelerin, ekosistemin ve canlıların gördüğü zarardan ve onları kaybetmekten dolayı duyulan üzüntüden dolayı ortaya çıkan ve “ekolojik yas” olarak tanımlanan bu duygusal yükü ilk dile getirenlerden biri Amerikalı doğa bilimci Aldo Leopold idi. 1949 tarihli “A Sand County Almanac” adlı kitabında ekolojik yasın duygusal yüküne ilişkin “Ekolojik bir eğitimin cezalarından biri, yaralarla dolu bir dünyada yalnız yaşamaktır” diye yazan bilim insanı, şüphesiz ki dünyanın ağırlığını omuzlarında hisseden yüzlerce araştırmacıdan sadece biriydi.


Yas sürecinde neler yapılmalı?


Kübler-Ross’un geliştirdiği 5 Aşamalı Yas Modeli’ne göre “iklim değişikliğini reddetme, kızgınlık, iklim değişikliğinin olası olumlu taraflarını görme, depresyon ve durumu kabullenme” olarak evrelerin bulunduğu bu yas süreci, bilim insanlarına göre ekolojik kayıplara verilen doğal bir tepki… Üstelik bu tepkiyi bastırmak insanın kendisine yapacağı bir kötülük dahi olabilir zira sağlığın iyi tepkisi, yas tutuyor olmaktan geçiyor. Yine bilim insanlarına göre bu duyguyu deneyimlerken insanın yalnız olmadığını bilmesi ve diğer insanlarla ekolojik yas hakkında konuşması süreci sağlıklı bir şekilde yaşamasının anahtarını oluşturuyor.


Eski bir Çin laneti şöyle der: “İlginç zamanlarda doğsun.”

İşte söz konusu lanet bugün yaşayan insanlar üzerine söylenmiş olmalı… Zira şu anda yaşadığımızdan daha ilginç, benzersiz aynı zamanda tehlikeler ve belirsizliklerle dolu zamanlar hayal bile edilemez. Her ne kadar eriyen buzullar, mercan resiflerinin ölümü, vahşi yaşamın yok olması, kontrol edilemez nüfus artışı söz konusu tehlikelerin sadece bir kısmını oluşturuyor olsa da gelecek yine de belirsizliğini koruyor. Belirsizliği belirli kılmak ve doğaya kaybettiğini geri kazandırmak da yine insanın elinde…


Nefes Assos, sürdürülebilir özellikleri ile doğaya ve yaşama yük olmayıp destek olan, ekolojik bütünlüğü koruyan ve sahip çıkan yaşam stili ile gelecekte olması gereken yaşam standartlarını şimdiden belirliyor.

Yorumlar


bottom of page